Ulaşım, akıllı şehir ve Uber
Metrosu epey popüler ve Apple Pay, Google Pay kullanabiliyorsunuz metroda. Apple Watch ile toplu ulaşım kullanabilmek muazzam, bu noktada dijital göçebeler ağlıyordur. Otobüs ya da tramvay denemedim. Şehirde sanırım en az üç farklı taksi uygulaması var, ben Uber ile epey mutluydum. Uber muazzam bir nimet ve Türkiye’de yeterince savaşmadığımızı düşündüm. Tertemiz, güzel arabalar geliyor, sigara kokusu yok ve sıcaklığı iyi. Baştan kaç para vereceğin belli, para üstünü düşünmüyorsun kısa mesafe için azar küfür yemiyorsun. Skoda, Volkswagen, Honda. Şanssızsan Hyundai Accent, şanslıysan belki GMC SUV. Kesinlikle ulaşımın böylesi muazzam. 10–15 dakika yol için 3 dolar, 20 lira gibi ücret verdim. Yerel halk Uber’i pahalı buluyor ve Uklon kullanıyor, fakat arkadaşlarım çağırdığında 2 seferde de şöfor bizi aradı konumumuzu doğruladı, bir şeyler sordu. Muhtemelen İngilizce bilmeyen birisine konum tarif etme şansım yok, Uber ile mutluyum. Google Maps’in de otobüsü metroyu göstermesi güzel, Türkiye’de bir turist otobüs ve metro kullanarak kimseye sormadan bir yere varabilir mi emin değilim. Metro da 8 Grivna’ydı. Fakat kart alınca kaça düşer, aylık fiyat var mı hiç bir bilgim yok. Ama yine de, trafiği kötü de olsa, ulaşım açışından rahat olduğunu hissediyorum.
Barlar ve Gece Hayatı
Speakeasy bar dedikleri, bazen girişi kolay bulunmayan barlara bayıldım. Çok güzel kokteyller içebilirsiniz ve konsept iç tasarımlara sahipler. Parovoz Speak Easy sinema salonunun içine gömülmüş bir bar. Bulması biraz zor olmuştu. Kinoteatr Kiev karşınızdayken, soldaki kapısından giriyorsunuz. Alchemist Bar’ın içinde ise kitaplığın arkasına gizlenmiş ayrı bir bar var. Bunlar dışında Loggerhead’de sıcak bir kokteyl içebilirsiniz, hazırlanışı da ayrı bir gösteri. Girişte şifre soruyorlar. Şifreyi hiç bir zaman söyleme fırsatım olmadı, nerden bulunur bilmiyorum da, ama 6 erkek bile girdiysek sanırım biraz cool ve ayık olsanız rahatlıkla girebilirsiniz. FULL Bar, Barman Dictat ve Beatnik. Bu barlarda da mükemmel kokteyller içebilirsiniz. Bu barları öğrenmek görmek için Instagram’dan barcrawlkyiv’i takip edip bir gecede hepsini gezebilirsiniz. Akşam 8'den sabah 6'ya kadar 6 bar ve 3 kulüp gezdim, sonrasında lokal arkadaşlarımı götürecek, onların bilmediği yerleri biliyor olmanın rahatlığıyla seyahatimi geçirdim. Onları şaşırtmak ayrıca hoşuma gitti.
Bunlar dışında çok güzel restoranlar, rooftop barlar mevcut fakat hepsini listeyebileceğimi sanmıyorum. İsminde afişinde harem, prince, men’s club yazan yerlerle bir işim olmadı. Buralarda turist silkelediklerini ve içerisinin eskort kaynadığını düşündüm açıkçası. Pek yerel insanların gideceği yerler gibi durmuyordu. Khreshchatyk caddesi üzerinde Crest isimli bir mekana gitmiştim, korona zamanı sıkış tepiş bir ortama gitmek pek akıllıca değildi fakat konsepti beğendim. İçerisi zindan gibiydi, telefon kamerasını stickerlarla bantlıyorlardı ve içeride fotoğraf çekmemeniz gerekiyordu. Tuvalette hap atacak mısın diyen de çok insan oldu. Ayriyeten artık alkolün fast foodu olmuş Bilyy Naly ve Drunken Cherry’i de öneririm. Bilyy Naly’de marijuana aromalı elma şarabı bulabilirsiniz, Drunken Cherry de ise vişneli bir likör var. Bu mekanların çok fazla şubesi var, çok ucuz. Adeta öğrenci mekanı ve sıra bekliyorsunuz. Bu bölümü özetlersem her seviyede her şekilde her bütçede gece eğlenmek mümkün. Genelde Ukraynalı arkadaşlarımla takıldığımda en son saydığım ucuz öğrenci mekanlarındaydım. Kendi başıma ise barları ve kokteylleri keşfetmeyi seviyorum. Disko ve gece kulübü işi pek benlik değil.
Şehir planlaması
Şehri başka Avrupa şehirleri, Amerikan şehirleri ile kıyaslarsak belki çok da bir esprisi olmayabilir bu alanda. Fakat kendi şehrim olan İzmir ile kıyasladığımda, geniş kaldırımları ızgara gibi planlaması alt geçitleri yaya geçitleri beni etkiledi. Saatlerce yürümek hiç koymadı. Kafanız rahat yürüyebiliyorsunuz. 30 santimlik kaldırımlara koyulmuş bakkal dolapları, çöp kutuları, restoran masaları, araba lastikleri yok. Şehrin tam merkezinde Arena Citi’nin altındaki alt geçit çok büyük alanı kapsıyor ve çok fazla dükkan var. Başlı başına bir alışveriş merkezi. Restoranlardan internet kafesine kadar her şeyi olan bir alandan bahsediyorum. Onun dışında diğer alt geçitlerde de bir dönerci kahveci çiçekci ve dükkan her türlü bulunur.
Eski binalar, üzerlerindeki ufak ufak işlemeler heykeller yontmalar ve kemerler inanılmaz güzel. Bir kemer görüyorsunuz, önce bir başkasının otoparkı arazisi gibi düşünebiliyorsunuz fakat aslında o alanlarda da barlar, restoranlar, berberler oluyor. Sanki gizli bir yere gidiyormuşsunuz hissi uyandırıyor.
Data paketleri ve internet hızı
Kyivstar isimli operatörden 5 dakikada 300 Grivna’ya simkartımı aldım. Yaklaşık 10 Dolar’a aldığım bu planda sınırsız internet, sınırsız arama ve mesajlaşma var. Herhangi bir taahhütü bırakın pasaportumu bile göstermedim. Ayrıca sadece internet için bir sim kart daha veriyorlar tabletinize takın diye. Hızı çok yerinde. Sanırım adil kullanım kotası gibi smsler aldım çünkü kaldığım dairenin interneti kötüydü ve telefonumdan çok internet açtım. 1 ay sonunda 60 GB kullanmıştım ve hızını düşürdülerse bile gayet YouTube ve Instagram’ı sorunsuz kullanıyordum. Bunun dışında internet hızının şehirde iyi olduğundan bahsetmeme gerek yok. Gittiğim kafelerde hep 75–90 mbps indirme hızı gördüm. Ziferblat isimli paylaşımlı çalışma alanı(coworking space)’nda ise 600 mbps download upload hızlarıyla büyülendim.
Eğlence
Kyiv’de tanka binebilirsiniz, atış talimi yapabilirsiniz, jet ski sürebilirsiniz hatta jet ski sürerken paintball oynayabilirsiniz. Cuba Camp adada. Orada 1 saat tekne ve eğitmen tutup wake surfing denemiştik. Bunun dışında X-Park’ta çok atraksiyon var. Orda da sörf denemiştim, keyifliydi. Bisikletten motorsiklete jet skiye kadar her şey mevcut. Yemyeşil bir dere, sörf olmasa bir İzmirli o suya zor girer. Şehrin ortasındaki o bir iki ada kesinlikle çok iyi değerlendirilmiş. Çok fazla eğlence ve aktivite sağlıyor. Gitmişken Kalaşnikof kullanmayı da ihmal etmeyin 🔫
